Çankırı Karatekin Üniversitesi kurulduğu tarihten itibaren Çankırı’nın ekonomik değerleri üzerinde yaptığı çalışmalarla Çankırı’nın katma değerini arttırmaya devam ediyor.
2007 Yılı’nda kurulan ÇAKÜ, ilçelere MYO açma çalışmaları kapsamında kurduğu Kızılırmak Meslek Yüksekokulu’nda çeşitli ürünler üretmekte. Bunların başında ise ilçenin en önemli geçim kaynağı olan çeltik(pirinç) üretimi geliyor. Kızılırmak MYO öğrencilerine teorikte verdi eğitimleri kuruduğu tarımsal alnlarla uygulamalı bir şekilde gösterme fırsatıda buluyor.
Her yıl bünyesinde bulunan tarım arazilerine çeşitli ürünlerin ekimini yapan Kızılırmak MYO ekibi, burada öğrenciler ile birlikte çalışarak ürünlerin ekiminden hasatına kadar her aşamasında yer alarak daha verimli nasıl ürün alınabilir, ürün çeşitliliği, farklı ürünlerin ekimi gibi çalışmaları yapma fırsatı buluyorlar. Bu ürünlerin başında Kızılırmak havzasının geçim kaynağı olan ve bölgenin toprak yapısına olan pirinç üretimi geliyor. Öğrenciler ve akademisyenler tarafından yetiştirilen pirinç(çeltik) üretimi adeta üniversite eğitimi alarak yetişiyor.
Yetiştirilen ürünler hasat edildikten sonrada ÇAKÜ personellerine uygun fiyatlara satılıyor. Üniversitede böylece hem üretici hemde son tüketiciye kadar ürünler ulaştırılmış oluyor.
Kızılırmak MYO Müdürü Prof. Dr. Şebnem Kuşvuran, pirinç üretimi ve üniversite olarak yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verdi, Prof. Dr. Şebnem Kuşvuran, 60 dekarlık alanda çeltik yetiştirdiklerini, su kaynakları gerekse gübreleme ile toprakta zamanla oluşan tuzlanma, üretim değerlerindeki azalmanın başka bir nedenini oluşturmaktadır, dedi.
Sıcak iklim tahılları arasında yer alan, çeltik (Oryza sativa L.) Dünya’da buğday ve mısırdan sonra en fazla yetiştiriciliği yapılan üçüncü büyük ürünü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kuşvuran, ”Bir başka deyişle çeltik dünya nüfusunun yarıdan fazlasının besin kaynağı olan en önemli tahıl ürünlerindendir. Dünya çeltik üretimi bakımından Çin, Hindistan, Endonezya, Bangladeş ve Vietnam ilk sıralarda yer almakta ve bu ülkeler üretimin yaklaşık olarak %70’ini karşılamaktadırlar. Ülkemizde ise TÜİK 2020 verilerine göre 126 bin hektar alanda 980000 ton çeltik üretimi yapılmıştır. Bu üretim içerisinde Çankırı 29450 dekar alanda 20912 ton üretim değerleri ile Edirne, Samsun, Balıkesir, Çanakkale, Çorum ve Sinop’un ardından 7. Sırada yer almaktadır.” diyerek Çankırı’nın Türkiye yetiştiriciliğinde önemli bir yere sahip olduğunu belirtti.
Kuşvuran, ”Çankırı’da çeltik üretimi bir miktar merkez ve Ilgaz ilçelerimizde yapılmakla birlikte temel üretim alanını Kızılırmak ilçesi oluşturmaktadır. Gerek su kaynağı gerekse iklim koşullarının elverişli olması, gerekse yöre çiftçisinin bu konuda uzun yıllardır deneyim kazanması çeltik yetiştiriciliğinde Kızılırmak ilçemizin ön plana çıkmasındaki en önemli etkenleri oluşturmaktadır. Bununla birlikte monokültür olarak adlandırdığımız, aynı alanda sürekli aynı ürünlerin yetiştirilmesi nedeniyle ortaya çıkan olumsuzluklar çeltik üretiminde de kendini hissettirmekte ve verim değerlerinde azalmalar meydana gelmektedir. Çankırı Karatekin Üniversitesi Kızılırmak Meslek Yüksekokulu bünyesinde yer alan yaklaşık 250 dekar alanın 60 dekarlık alanında bugün çeltik yetiştiriciliği gerçekleştirilmektedir. Üniversitemizde gerçekleştirilen bu üretim, temelini iyi tarım uygulamalarından almaktadır. Daha anlaşılır bir deyişle gerektiği kadar gübre gerektiği kadar zirai mücadele anlayışı ile üretim gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte, Meslek Yüksekokulu olarak en önemli amaçlarımızdan biri farklı bilimsel uygulamalar ile verim ve kalitenin artırılmasıdır. Bunun yanı sıra gerek su kaynakları gerekse gübreleme ile toprakta zamanla oluşan tuzlanma, üretim değerlerindeki azalmanın başka bir nedenini oluşturmaktadır. İşte bu olumsuzlukları minimum düzeye indirmek ve mevcut alandan maksimum verim ve kalitede ürün almaya imkan sağlayabilecek uygulamalar üzerinde çalışıyoruz. Bu doğrultuda bu yıl hem bitkinin tuz stresine karşı toleransını artırmak hem de verim ve kalitesini artırmaya yönelik olarak silisyum ve organik kökenli gübre uygulamalarına başlanmıştır. Elde edilecek sonuçlar yöredeki üreticilerimiz ile paylaşılacaktır.” ifadelerini kullandı.
Çalışmalarımızın bir diğer konusunu ise sulama oluşturmaktadır olduğunun altını çizen Şebnem Kuşvuran, ”Küresel ısınmaya bağlı olarak görülen iklim değişikliği sonucu su potansiyelinde meydana gelen azalma ile birlikte artan nüfusun su talebinin çoğalması, su kaynaklarının etkin kullanımını gerektirmektedir. Ülkemizde su kaynaklarının %70-75 gibi büyük bir kısmının tarımda kullanılması, sulamada su tasarrufunu elzem olarak gündeme getirmektedir. Çeltik yetiştiriciliğinin dünyadaki sulanan alanların %34-43’ünü kapladığı bilinmektedir. Bütün Dünyada su kaynakları giderek azalmaktadır ve çeltik üretiminde kullanılan 880 km³ sulama suyu da dünyanın toplam sulama suyunun %35’ini oluşturmaktadır. Kızılırmak ilçemizde çeltik yetiştiricilerinin şimdilik suya erişim olanaklarının kolay olması ve alışılagelmiş geleneksel yöntemlere olan bağlılıkları nedeni ile son yıllarda Dünya’da ve Türkiye’de üzerine araştırmalar yapılmış ve başarılı sonuçlar elde edilmiş damla sulama ile çeltik yetiştiriciliğine sıcak bakılmamaktadır. Damla sulama yönteminin Kızılırmak ilçemizin birkaç köyünde sadece birkaç sebze yetiştiriciliğinde kullanılması ve dolayısıyla yöntemin bilinmemesi sebebi ile yetiştiriciler işleyişinin zor ve zahmetli olduğu ön yargısına sahiptir. Diğer taraftan damla sulama yönteminin çeltikte kullanılmasının avantajları dezavantajlarından daha fazladır. Damla sulama yöntemi ile kira masrafı daha düşük olan eğimli arazilerde çeltik yetiştirilebilir. Kızılırmak ilçemizde kıraç arazilerde 2020 yılı üretim döneminde 70-400 kg da-1 arasında arpa-buğday verimi elde edilmiştir. Bu alanlarda çeltik yetiştirildiği takdirde yetiştiricilerin daha fazla gelir elde edeceği açıktır.” ifadelerini kullanarak verim arttırma yöntemlerinden bahsetti.
Kızılırmak MYO Müdürü Şebnem Kuşvuran, ”Çeltik tavaları suya doygun olduğu için işlenmesi zor ve maliyeti fazladır. Damlama sulama ile çeltik yetiştirilecek alanda lazer ile tesviye işlemine gerek yoktur. Kısıtlı su koşullarında mevcut su ile daha büyük alanlarda yetiştiricilik yapılabilir. Geleneksel tava sulama yönteminde yetiştirilen çeltiğin su yüzeyine çıkış zamanında bitkiye ciddi zarar veren ve suda yaşayan tepegöz zararlısı (Triops spp.) ile damla sulama yönteminde mücadele edilmeyeceğinden daha sağlıklı ürün elde edilebilecektir. Geleneksel tava sulama yönteminde sulama sistemi ile tavalar arasında yabancı bitki/ot tohumu bulaştırma olasıdır ancak damla sulama sistemindeki süzgeçler vasıtasıyla su ile taşınan yabancı bitki/ot tohumlarının kontrolü sağlanabilir. Damla sulama yöntemine entegre edilen fertigasyon sistemiyle zamanında ve daha az gübre kullanılmaktadır. Sulanarak yapılan çeltik arazilerinde ikinci ürün yetiştiriciliği arazi sürüm zorluklarından dolayı çoğunlukla yapılamamaktadır. Damla sulama yöntemiyle bu sorun da ortadan kalkmış olacaktır. Çeltik tohumları tavaya tecrübeli işçiler ya da tohum atma makinaları tarafından ekilmektedir. Damla sulama yönteminde tohum genelde her çiftçide bulunan arpa-buğday mibzeriyle atılacağı için tohum atma maliyeti düşecektir. Diğer taraftan geleneksel tava yönteminde olduğu gibi tohumun ekim öncesinde ıslatılması ve çimlendirilmesi gibi ön uygulamalara dolayısıyla ek iş gücüne ihtiyaç duyulmayacaktır. Bununla birlikte, damla sulama yönteminin ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olması, uygun filtrasyon sistemi kullanılmadığı takdirde damlatıcıların tıkanma olasılığı, geleneksel tava sulamada görülmeyen danaburnu ve fare gibi zararlılara karşı önlem alınma gerekliliği gibi dezavantajları bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıl Meslek Yüksekokulumuz Uygulama ve Araştırma alanında yüksek lisans tez çalışması olarak yürüttüğümüz bir çalışmada, yarı yarıya su tasarrufu sağlandığı görülmüştür. Elde edilen sonuçlar ümitvar olup, yeni çalışmalar ile uzun soluklu sonuçların alınması hedeflenmektedir. Bu anlamda su kullanım etkinliğini sağlanması ve üreticimize bu yöntemle de çeltik üretiminin gerçekleştirilebileceğinin uygulamalı olarak gösterilmesi amaçlanmaktadır. Önümüzdeki yıllarda da planlamalarımızda damla sulama sistemi ile sulamayı optimize ederek etkili ve sürdürülebilir bir üretim yapmayı hedefliyoruz.” dedi.
En önemli hedeflerimiz arasında, çalışmalardan elde ettiğimiz sonuçları üreticilerimiz ile paylaşarak bölgemizde daha yüksek verimli, sürdürülebilir ve kaliteli çeltik üretiminin sağlanması yer almaktadır diyen Şebnem Kuşvuran, ”Bu anlamda sayın rektörümüz Prof. Dr. Harun Çiftçi başta olmak üzere üniversitemiz yönetiminin desteklerini her zaman hissetmekteyiz. Ayrıca üniversitemizde Ziraat Fakültesinin kurulması yaptığımız bu çalışmaların daha etkin bir biçimde sürdürülebilmesi için büyük bir önem arz etmektedir” ifadelerini kullandı.
ÇANKIRI GÜNDEMİ
29 Eylül 2023ÇANKIRI GÜNDEMİ
29 Eylül 2023EKONOMİ
29 Eylül 2023BÖLGESEL
29 Eylül 2023BÖLGESEL
29 Eylül 2023BÖLGESEL
29 Eylül 2023BÖLGESEL
29 Eylül 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.