DOLAR 32,3230 0.18%
EURO 35,0482 0.15%
ALTIN 2.455,380,39
BIST 10.191,870,18%
BITCOIN 20088470.62981%
Çankırı
10°

KAPALI

SABAHA KALAN SÜRE

yonetici

yonetici

07 Nisan 2024 Pazar

Büyük Fetih 568 Yaşında

0

BEĞENDİM

ABONE OL

29 Mayıs İstanbul’un fethi 2021’de de sevinç ve büyük bir onurla karşılanıyor. 568 yıl önce 54 günlük bir kuşatmanın ardından Türk-İslam toprakları içerisine girerek İstanbul fethedilmişti.

Sultan 2. Murad’ın oğlu olan 2. Mehmed Han da bu başarının kahramanı olarak tarihe Türk-İslam adını silinmeyecek şekilde kazıdı. 30 Mart 1432’de Edirne’de doğan Mehmet Han, 19 yaşında tahta iken Osmanlı Tahtına oturmuş ve 1453 yılında henüz 21 yaşındayken uzun yüzyıllar boyunca ele geçirilemeyen Bizans’ın elindeki İstanbul’u fethetmeye muvaffak olmuştu.

Hanedanlık topraklarını 3 katına yakın büyüttü

Sultan 2. Mehmed Han, 1453 yılında henüz 21 yaşındayken uzun yüzyıllardır ele geçirilemeyen Bizans’ın elindeki İstanbul’u 54 günlük bir kuşatmanın ardından fethederek “Fatih” unvanını aldı. Fetih sırasında Bizansın hiç beklemediği bir hamle yaparak gemileri karadan yürütüp Haliç’e indirerek savaşın seyrini bir gecede değiştirdi. Fatih Sultan Mehmed, bu fetihle Orta Çağ’ı kapatıp Yeni Çağ’ı açtı. İstanbul’un fethinden sonra şehrin yağmalanmasına izin vermeyerek can ve mal güvenliği garantisi verdiği halkın gönlünü kazanan Fatih Sultan Mehmed, fethin sembolü olarak Ayasofya Kilisesi’ni camiye çevirdi. Sultanlığı döneminde 25 seferi bizzat yöneten Fatih, babası 2. Murat döneminde 880 bin kilometrekare olarak devraldığı Osmanlı topraklarını, 2 milyon 214 bin kilometrekareye ulaştırdı.

İstanbul nasıl fethedildi?

Mehmed kuşatma hazırlıklarına tahta yeni geçti andan itibaren 1451 sonlarında başlamıştı. Boğaz’ın Anadolu yakasında büyük dedesi Bayezid Han’ın yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı’nın karşısına o dönemde Boğazkesen adı verilen Rumeli Hisarı’nın inşa için emir verdi. İmparator Konstantin Mehmed’e hisarın yapımı için kendisinden izin alması gerektiğini bildirmek için elçiler gönderdiyse de elçilerin bu niyetini bildiği için kabul etmedi. İmparator en son 1452’nin Haziran ayında barış görüşmeleri için bir kere daha elçilerini gönderdi ancak Mehmed elçileri yine geri çevirdi.

Bunun anlamı savaştı. Hisar 1452’nin Ağustos ayında tamamlandı. Böylece boğazın kontrolü Osmanlıların eline geçmiş oldu. Boğazdan geçecek gemiler bundan böyle geçiş parası ödemek zorundaydı. Aksi takdirde gemiler top atışıyla batırılacaktı. 1452 sonlarında ödeme yapmayı reddeden bir Venedik gemisi batırılmış, kaptanı ve tayfası tutuklanmıştı. Söz konusu toplar Erdelli Urban adında bir top dökümcüsü tarafından yapılmıştı. Mehmed kendisinden Konstantinopolis’in surlarını yıkabilecek güçte bir top yapıp yapamayacağını sormuş Urban da, yapacağı top karşısında hiç bir kalenin duramayacağını ifade etmişti.

Bu gelişmeler karşısında Bizans İmparator’u Konstantin, Papa ve İtalyan şehirlerinden umutsuzca yardım talebinde bulundu ama bu talebi sonuçsuz kaldı. Sadece Cenova Bizans’a 1452’nin Kasım ayında yardım gönderebildi. Konstantinopolis’teki asker sayısı 8 bin civarındaydı, limanda 26 savaş gemisi bulunuyordu. Osmanlı ordusundaki asker sayısı ise 50 bin dolaylarındaydı.  Ayrıca II. Mehmed Han yalnızca karadan kuşatmanın yeterli olmayacağını düşünmüş ve bir donanma hazırlatmıştı. Bu donanma bahar aylarında boğazın Marmara Deniz’i girişine ulaşmıştı.

Artık İstanbul’un fethi için hiçbir engel kalmamıştı

Osmanlı Devleti’nin ordusu 23 Mart tarihinde Edirne’den hareket etti ve 2 Nisan’da Bizans surları önüne ulaştı. Aynı gün Haliç’in girişi zincirle kapatıldı. Karargahını Romanus kapısının karşısına Maltepe’ye kuran II. Mehmed son kez teslim çağrısında bulunsa da imparator reddetti. 6 Nisan sabahı savaşın ilk saldırısı başladı. Kuşatma, aralıklı çatışmalarla sürdü. 20 Nisan günü Papa’nın gönderdiği üç Ceneviz gemisi ve Sicilya’dan gelen bir Rum yük gemisi şehrin açıklarında gözüktü. Marmara Denizi’nde yapılan savaşın sonunda akşam saatlerinde 4 gemi Haliç’e girdi. Donanmanın bir şekilde Haliç’e indirmesi gerektiğini anlayan II. Mehmed, gemilerini karadan geçirmeye karar verdi. Hazırlanan kalaslar üzerinden 70’e yakın Osmanlı gemisi silindirler yardımıyla 22 Nisan’da Haliç’in serin sularına indirildi. Haliç bundan sonra Osmanlı Devleti’nin kontrolüne geçmiş oldu.

Kuşatma başyazı 7 hafta olmasına karşın Osmanlı Devleti henüz kesin bir sonuca varamamıştı. Sultan II. Mehmed 29 Mayıs’ta karadan ve denizden büyük bir saldırı yapacağını duyurdu. Son saldırı hazırlıklarını Zağanos Paşa başlattı. Osmanlı ordusu, Sabahın ilk ışıkları ile 29 Mayıs’ta taarruza geçti. Osmanlı’nın son taarruzu üç dalga halinde olacaktı. İlk iki saat boyunca başıbozuklar surlara saldırdıl, ardından Anadolu’dan fetih için gelen birlikleri onların yerini aldı. Son öldürücü darbeyi vurmak üzere yeniçeriler devreye girdi. Nihayet sabah saatlerinde Osmanlı askerleri “Kerkoporta” adlı kapıdan içeri girerek kapının üzerindeki burçlara Osmanlı sancağını diktiler. II. Mehmed, fethin ilk günü öğleden sonra şehre girdi. Şehrin en önemli simgesi olan Ayasofya’ya giderek namaz kıldı ve bundan sonra tahtım İstanbul olduğunu söyledi.

Peygamberin müjdelediği şehir

İstanbul’un stratejik açıdan önemli bir noktada olduğundan, Doğu ile Batı’yı birleştirilmişti. Dini açıdan ise İstanbul’un gerek Müslümanlar gerekse Hristiyanlar açısından büyük anlam taşımaktadır. 

Türk sultanlarında Peygamberimiz Hz. Muhammed’in müjdelediği bir şehir olan İstanbul’un mutlaka alınması gerektiği inancı hakimdi. Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u almasıyla yeni bir imparatorluğun doğuşu gündeme gelmiş oldu. Fatih, Osmanlı İmparatorluğu’nun bir bakıma kurucusudur bunu da İstanbul’u fethederek yaptı. O yüzden bir dönüm noktası olan fetih, Türk-İslam tarihi açısından büyük önem taşımaktadır. İstanbul’un fethinden Avrupa’nın çok rahatsızlık duymaktaydı. Dünya tarihine yön veren fethin, Avrupa’da etkileri çok büyük oldu. Vadedilen şehir Türk ve Müslümanların eline geçmiş oldu. Batı büyük bir hayal kırıklığı yaşarken, İslam alemi fethi coşkuyla kutluyordu.

Her büyük başarının perde arkasında azimle örülmüş bir başarı öyküsü bulunmaktadır.

Fatih, çok iyi bir eğitim aldı. Çok meraklı ve atak bir kişiliğe sahipti. Şehzadeliği döneminde kendini çok iyi yetiştirdi. Batı dünyasını çok yakından tanıyordu ve birçok dil biliyordu. Klasik İslam eğitimi de almıştı. Onun kişiliğinde aydınlanmış bir hükümdar modeli söz konusudur. Siyaseti çok iyi bilen bir hükümdar olarak 19 yaşında tahta çıktığında, ilk hedefinin İstanbul olduğunu açıkça ortaya koydu. Bu cesareti, aldığı eğitimin ve karakterinin bir sonucu olarak öne çıkıyordu. Bütün bu özellikleri ve gücü birleştiğinde fetih kaçınılmaz hale geldi. Bugün bu büyük zaferin 568. Yıl dönümünde başta Ulu Hakan Fatih Sultan Mehmet Han ve ceddimizi hayırlı ve saygıyla yad ediyoruz.